Affet beni…

Affetmek konusu çokça işlenen bir konu. Ben size daha akılda kalıcı birkaç örnekle ve benzetimlerimle konuyu anlatmak istiyorum.

Benliğimizdeki iki ayrı “ben” var. Biri içsel kaynağımız, saf ben, gerçekte olan ben, yaratılmış en yüce varlık ben, saf ben… Bu tarife bazı uzmanlarımız içsel benliğimiz, kimileri yüksek benliğimiz der. Ben bu benliğe “saf benlik” demek istiyorum. Diğer ben ise; “egomuz”. Yani bu zamana kadar öğrenilmiş, deneyimlemiş olduğumuz her şeyi kaydetmiş olan ve yeri geldiğinde hemen gerekli yerden çıkarıp önümüze koyan kayıtlarımız. 

Bir hedefi vizyonladık !

Bugün sizlere bir hedef nasıl tam olarak seçilir ve nasıl o hedefi nasıl yakalarsınız konusunu anlatmak istiyorum. Hedefi yakalayamazsanız, buna neler sebeptir, bunları bulmanıza yardımcı olacak bir tecrübemi anlatacağım.

Evet, Evet, Evet !

Hayatımda “hayır” kelimesini çok az kullanıyordum. Hatta “hayır” demeyi hiç bilmiyordum.

Hayır demek, karşı tarafı kırmak, onun isteğini geri çevirmek, nezaketsizlik, hatta bazen yapamam demek, yetersizlik anlamına gelirdi benim için. Eminim şu devirde bile birçok insan için hayır kelimesi bunlardan en azından birkaçını ifade ediyordur. 

Ne zaman mutlu olacaksın?

Günümüzde herkesin kendi mutluluğunun peşinde koşması neredeyse trend oldu. Çok da iyi oldu. Ama bu kadar uğraş, bu kadar bilgi, bu kadar niyet olmasına rağmen çoğu mutluluğu yakalayamadı. Etrafıma şöyle bir baktığımda ve mutlu musun diye sorduğumda insanlara, hayır cevabı alıyorum. Ne zaman mutlu olacaksın? Okulu bitirdiğimde. Okulu bitirir henüz mutlu olmamıştır, sıradaki mutluluk hedefi iş bulduğumda… Sonra askerlik bitince, askerlik biter; evlenince, çocuğum olunca, çocuğum okula başlasın öyle… Çocuk büyür, mezun olur, evlenir, harika, mutlu musun? Dur bi torunum olsun. E ama sen mutlu olamadın gitti, hayat bitti… 

Odağın şu anda nerede?

Bazen hepimizin problemlere ve sorunlarımıza odaklanmamız kaçınılmaz oluyor. Ancak odağınızın nerede olduğuna her zaman dikkat ederseniz, odak değiştirme metodu ile enerjini yükseltebilir, duygularınızı ve düşüncelerinizi olumlu yöne çevirebilirsiniz. 

Mucizeleri karşılamak :)

Mucizelerle dolu bir hayatım oldu. Her zaman çağırdığımda yanımda oldular. Benden tek beklentileri vardı, hoş karşılanmak ve kaldıkları sürece iyi ağarlanmaktı. Onları iyi ağarlamak için onların farkına varmam gerekirdi. Farkında vardığımda onları çok iyi ağarladım, farkında olmadığım zamanlar da oldu. Ne zaman ki ben gitmelerinin sebebini fark ettim, işte o zaman mucizeler nasıl karşılanır, nasıl hoş geldin denilir, nasıl en güzel şekilde onlarla ilgilenilir, o zaman anladım ve öğrendim. 

Serbest bırak da, ikimiz de rahat edelim…

 

Yaşadığımız coğrafyada kültürel olarak bir ısrarcılık söz konusudur. Gerek misafirperverliğimizi göstermek için gerekse ilgimizi göstermek için hep bir ısrar halinde olabiliyoruz. Bu ısrarlar çoğu kez çoğumuzu sıksa da, biz de bazen çok ısrarcı davranabiliyoruz.

Israrcılıktan öte, bir de sabırsızlık var kültürümüzde. Sabırsızız istediklerimizi elde etmekte. Bu daha da can sıkıcı bir durum.   

Sevgi mi, Bağımlılık mı?

Bağımlılık, bir şey, bir kişi veya bir durum olmadan yaşayamayacağını hissetme duygusundan kaynaklanan davranış biçimidir. Bir insana bağımlı olmak, bir maddeye bağımlı olmak, bir sonuca bağımlı olmak, hatta bir duyguya bağımlı olmak gibi birçok şekilde yaşanabilir.

Evren bu bağımlılık konusundan pek hoşlanmaz. Neden mi? Çünkü yaratıcı bizi özgür bir şekilde yaratmış ve birçok nimeti, alternatifi bize vermiştir. Dünyada sayamayacağımız kadar çok alternatif vardır. 

Cüzdan Seçimi ve Düzenleme

Cüzdan nedir diye sormak istiyorum öncelikle. Lütfen birkaç dakika cüzdanın sizde ne anlama geldiğini düşünün.

Kelime anlamıyla “para koymaya yarayan küçük çanta”. Peki bizim cüzdanlarımız bu görevi mi görüyor?

Geçenlerde cüzdanımı bir boşalttım ki neler var neler… Kartvizitler, banka kartları, kredi kartları, mağazaların indirim için verdikleri kartlar, bana ve yakınlarıma ait vesikalık resimler, SSK kartım, kimlik kartım, ehliyetim, alışveriş fişleri, küçük kağıda yazılmış notlar, daha neler neler… İçinde tek şey yoktu, para ! Paralar nerde? Cepte…