Affetmek konusu çokça işlenen bir konu. Ben size daha akılda kalıcı birkaç örnekle ve benzetimlerimle konuyu anlatmak istiyorum.

Benliğimizdeki iki ayrı “ben” var. Biri içsel kaynağımız, saf ben, gerçekte olan ben, yaratılmış en yüce varlık ben, saf ben… Bu tarife bazı uzmanlarımız içsel benliğimiz, kimileri yüksek benliğimiz der. Ben bu benliğe “saf benlik” demek istiyorum. Diğer ben ise; “egomuz”. Yani bu zamana kadar öğrenilmiş, deneyimlemiş olduğumuz her şeyi kaydetmiş olan ve yeri geldiğinde hemen gerekli yerden çıkarıp önümüze koyan kayıtlarımız. 

İçimizde iki ayrı benliğin, birinin saf, diğerinin de zeki bir koruyucu, deneyimli bir ikinci bir “ben” olduğunu düşünüyorum. Gerçekten şanslıyız. İki benliğimiz de bize hizmet eden, biri saf tarafımız, diğeri feleğin çemberinden geçmiş tecrübeli yanımız. İkisi de “ben”im…

Gel gelelim bazen çatışmaya giriyorlar. İçsel kaynağımız tamamen ve tüm saf niyetiyle bir şey istediğinde, hemen diğer yanımız olan egomuz bu isteğin önünü kesmek ister. Bunu çoğu zaman, daha önceki deneyimlerimizde üzüldüğümüzü, kırıldığımızı ve hatta başarısız olduğumuzu kayıtladığından, tekrar aynı şeyi yaşamayalım diye yapar. Yani aslında bir nevi koruyuculuk yapar.

Ben içsel kaynağımızı bir çocuğa, egomuzu da o çocuğun ebeveynine benzetiyorum. Çocuk bir keresinde dondurma yedikten sonra hastalanmıştır. Ebeveyn bir daha yıllarca dondurma yemesine izin vermemiştir. Çocuk dışarda arkadaşlarında ve pastanede dondurma gördükçe annesine yalvarır.

-Anne ne olur bir kerecik daha deneyelim. Belki bu sefer hasta olmam!

-Evladım olmaz dedim…

İçinizdeki anne, size hiç böyle bir sınırlandırma getirdi mi? Eğer evet ise sorunun cevabı, içinizdeki çocuk çok üzgündür emin olun.

İçinizdeki ebeveynlerden diğeri; içinizdeki baba, size alınan bir eşyayı koruyamadığınız veya bir işte başarılı olmadığınız için hiç yargıladı mı? Ve bir daha sizden desteğini mahrum etti mi? Her yeni bir işten bahsettiğinizde, nasılsa bu sefer de olmayacak dedi mi? Ama yeter babası, belki de bu sefer başarılı olacak nerden biliyorsun? Şu eski konuları kapat, artık çocuğu affet…

İşte bam teli; affetmek… İçimizdeki biri affet de yoluma devam edeyim, arkamıza bakmayalım artık derken, diğer taraf olmaz diyebiliyor.

Kendinizi ve geçmişinizi affetmeden, yeni bir yola çıkmanız çok zordur. Çünkü üzerinizde eskilerin yükü vardır. Siz o eskilerin yükünü ancak, kendinizi affederek hafifletebilecek ve yolunuza devam edebileceksiniz.

Burada bir nüans daha var. İçinizdeki birçok kişiliğin, egonuzun, içsel saf yanınızın, kırılmış küçük çocuklarınızın, herbirinin sizin bedeninizde, yani tek platformda toplandığını düşününce aklınıza ne geliyor? Evrende de birçok kişilik tek platformda yaşıyor ve yaşatılıyor. Sizce bir olma duygusunu zaten içinizdeki kişilikleri barıştırarak, önce kendinizde tatmanız gerekmez mi?

Affet beni, çünkü ben sen’im…

İçinizdeki kaynağın, beni affet diyen konuları kısa zamanda çözüme ulaştırmanız dileğiyle…

Sevgilerimle,